-Anne bugün günlerden ne?
-Perşembe oğlum.
-Yok öyle değil.Ayın kaçı, ayın kaçı?
-13 Mayıs, seni çok bilmiş.
…
-Anne bugün de anneler günü mü?
-Bugün anneler günü değil yavrum. Ne zamandı anneler günü? Hani “Anne” diye koşup atlamıştın kucağıma. Sonra kocaman öpmüştün beni. "Anneler günün kutlu olsun anneciğim!" demiştin. İşte o zaman anneler günüydü. Yani 21 Mart. Hatırladın mı?
Çocuk kafasını evet manasında salladı. Sonra aniden kalktı oturduğu yerden. Annesine doğru koştu. Atlayıverdi annesinin kucağına. Kocaman bir öpücük bıraktı annesinin yanağına. Anne şaşırdı.
“Bugün de anneler günü olsun. Her gün anneler günü olsun. Ben seni hep kocaman öpmek istiyorum.”
Anne gülümsedi. "Beni kocaman öpmek için anneler gününü beklemene gerek yok yavrum." Dedi.
Kocaman bir öpücük de o kondurdu yavrusunun küçücük yanağına.
Hiç ayrılmayacaklarmış gibi sarıldılar birbirlerine. Tarih 13 Mayıs 1948’di.
14 Mayıs 1948. İkindi vakti. Anne çocuğunun mis kokusunu içine çekti. Belki çocuğunun kokusunu son kez çekiyordu içine. Büyük bir bela vardı artık başlarında. Toprakları üzerinde başka birileri vardı artık. Nefret dolu birileri. Ertesi gün yani 15 Mayıs 1948 “El nakba”ydı bundan böyle. Felaket günü.
Köyler, kasabalar boşaltıldı. Yanık kokusu yayıldı her bir köşesinden Filistin’in. Binlerce Filistinli sürüldü topraklarından. Kadınlar, çocuklar yollardaydı. Mülteciydiler artık.
Anne ve çocuk da yollardaydı. Sürgün edilmişlerdi. Gazze’ydi artık nefes almaya çalıştıkları yer. Gözleri yaşlıydı ama hala sımsıkı sarılıyorlardı birbirlerine. Hala mis gibi kokuyordu çocuk ve anne yine koklayarak sığdırdı içine yavrusunu. Ne de iyi gelmişti o yanık kokularının içinde bu mis kokusu.
Bir 21 Mart günü geldi yine işgal altındaki memlekete. Anneler günüydü 21 Mart Filistin’de. Kanlar içinde bir kadın vardı yerde. Bir de çocuk vardı yanında. Çocuk sımsıkı sarıldı kadına. Kocaman bir öpücük kondurdu yerdeki anasının yanağına. Ağlamak geldi içinden. Ağlardı tüm çocuklar bu durumda. Yapamadı. Gözünden yaş yerine kan akan çocuklardı artık onlar. Gözyaşını bile özleyen çocuklardılar.
Tarih 12 Mayıs 2009. ‘El Nakba’ ya üç gün kaldı.
Filistin’de hala gözlerinden yaş yerine kan akan çocuklar var. Çocuklarının kokusunu bilmeyen analar var.
TRTTÜRK muhabirinin Bağdat için söyledikleri Filistin için de geçerli.
Filistin de hala çok güzel. O da tıpkı Bağdat gibi sadece dizleri üzerine çökmüş ve kollarından tutup kendisini ayağa kaldıracak kardeşlerini bekliyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder