3' 45''

Üç dakika kırk beş saniye.

Görüntünün akıp yatağını bulması bu kadar sürdü. Bir taşkında kaybetmemek için kendimi gözlerimi ayırmadım akan karelerden. Pür dikkat izledim üç dakikayı ve kırk beş saniyeyi.

Önce ellerini gösterdi bana. Elleri beyazdı, güzeldi. Parmakları, şairin mısralarından yansıyan hüzün kadar dokunabilirdi kalbime. Dokundu da. Yanmamış bir sigara gezinmeye başladı parmaklarında. Sigara, yalnızca güzel bir elde estetik durabilirdi, anladım. Sigara gezinmeye devam etti parmaklarında. Bir sigara kadar boyayabilirdim parmaklarındaki izleri. Bıraktıklarım arasında tütün rengi dudaklarımı bulmam yeterliydi.

Yüzü görünmeye başladı yavaşça. Aydınlıktı yüzü. Gözleri pusluydu, yaşlıydı. Bir sinema salonunda gözünde yaş, sırtında başkalarının silüetleriyle bir kadın vardı. Yaklaştım gözlerine. Amacım, hangi film içindi bu sessiz ağıt anlayabilmekti. Anlayamadım. Bir daha baktım gözlerine dikkatlice. Gözbebeklerinde kendimi görebilseydim eğer, tüm sansürlere inat pantomimden bir öpücük bırakırdım dudaklarına. Görebiliyor muyum kendimi orada?

Arkadan gelen sesler İspanyolcaydı. Yanındaki adamın, kulağına fısıldadıkları da. Anlamadım konuşulanları. Güzel insanlardan biri “ Ben Endülüs’ten sonra bir daha hiçbir yerde İspanyolca konuşmadım.”

Demişti zamanında. Ben de Endülüs’ten sonra bir daha hiçbir yerde İspanyolca anlamadım. Konuşmalar Endülüs’ten sonraydı. Anlam Endülüs’te kaldı.

Bir sinema salonunda elinde sigarası, dudaklarında pantomimden öpücük olan bir kadın vardı. Ayağa kalktı. Çıkış kapısına doğru attı adımlarını. Kapıyı araladı. Film afişleriyle süslenmiş duvarların arasından, mutlu insanların içinden geçti. Gözünde hâlâ yaş vardı. Dış kapıya ulaştı. Bir adım daha attı ve şehrin nefesine vardı. Sigarasını pantomimden öpücüğe tutturdu. Ateş aramaya başladı çantasında. Biraz uzun sürdü bulması. Buldu ateşi ve yaktı sigarasını. Dumanını çekti içine ve bir nefeste bıraktı fümeyi akan görüntüye. Duman ancak güzel bir kadına yakışırdı, anladım.

Dudağında pantomimden öpücük, yanında bir nefes duman ve gözünde yaş olan kadının adı Anna’ydı.

Görüntü akmadı daha fazla. Ben ise konuşamadım. Sustum!..

0 yorum:

Yorum Gönder