EVVEL ZAMAN

 "izi kalmış yüzümde düşte öpüşmelerin
derin bir âh çeker şimdi rüyalar
/sıcaklığında göz lekelerim."

Evvel zaman önce...

Haberin olmadı. Gözbebeklerime sığdırırken seni farkına varmadın kanlanmış beyazlarımın. Hiç bilmedin sebep olduğun kırmızılıkları. Hiç tanımadın. Belki de hiç tanımayacaksın.
Haberin olmadı. Her gece gözlerim uykuya yenik düştüğünde sen geldin yanıma. Yenilgiyi tatmış düşlerimde sen vardın hep. Biz, her yenilgiden zafer çıkarırdık seninle. Her yenilgi böyle bir zaferi hak etmeli. Gülümserdin. Her zafer böyle bir gülümsemede erimeli.
Haberin olmadı. Sabahın ruhuyla ayaklanan güneş gösterdiğinde kendini penceremin köşesinden, yüzümde düşteki öpüşmelerin iziyle uyanırdım ben. Sen kaybolurdun sabaha uyanmamla birdenbire. 'Günaydın', yeniden tanımlamamız gereken bir mefhum olarak kalırdı sözlerimizde. Sonra gün akar giderdi düşlere değinceye dek. Düş, kurumuş dudaklarımız kadar güzeldi. Su kadar hayaldi. Farkına varmadık.

Evvel zaman sonra...

Gelmedin yenilgilerime. Gelmedin büyüteceğimiz zaferlerimize. Zaman seni unutmam için saniyelerini serdi önüme. Sayarak bitiremeyeceğim kadar çoktu saniyeler! Haberim olmadı. Kollarımda şırıngasından boşaltılmış zamanın izleri var şimdi. Damarlarımda ise beni kendine müptela eden saniyeler dolaşmakta. Yüzümde hâlâ düşlerimizdeki öpüşmelerin izi var. Farkında değildim epeydir. Bir şarkıda söylediler. Farkına vardım. Az zaman oldu.
Bilmeliydim! Zaman silemezdi zaten her izi. Kendisine müptela olmuş ruhlardan bile! Öyle de olmuştu. Silememişti işte. Ama ya gözyaşlarım? Onlardan korkuyorum artık. Biliyorum onlar da silemezler düşlerimizin izlerini. Ancak yakabilirler, küle çevirebilirler bende can bulan her izini.

Şimdi tek bir isteğim var senden:

Son kez gel yenilgime. O yaktığın sigarandan kocaman bir nefes çek ve paylaş dumanını benimle. Boğulalım beraber. Zaferimiz boğularak olsun bu sefer. Yoksa bu gözyaşları küle çevirecekler bendeki seni ve ben öyle öleceğim. Büyütemediğimiz zaferler yüreğimde!

0 yorum:

Yorum Gönder