LETHE


Zaman, dur artık!

Gel otur şöyle, biraz soluklan. Soluklan ve hatırla bana dair ne varsa. Yaşanmışlıklarımdan bahsediyorum yaşanmamışlıklarımdan. Biliyorum, hepsini sıkıştırdın ebced hesabıyla ulaşamadığım yıllara. Ulaşılamayan her yıl bir intihar, ölüm değil. İntiharlarımdan kurtar beni. Geriye al zebanilerini. Geriye, en geriye. Başladığımız yere. Hesabı bu sefer sen yap ve ben ulaşayım ölümlerime. İntiharlarımı bıraktım renkli paketler içinde zebanilerine..

Burası değil başlangıcımız. Burası cehennem. Burası sonumuz olmaya müsait. Burası bütün acılarımı tek bir gözyaşı ile yakabilecek kadar günaha sahip. Bütün günahlarım çığlık çığlığa. Ağlamak zor, ağlamak ızdıraplı. Gel oturalım Lethe’nin kenarına. Sen zebanilerini unut. Ben yaşanmışlıklarımı unutayım. Unutulmuş acılarıma hiç duyulmamış ağıtlar yakayım. Yaşanmamışlıklarımı bırakalım, yeniden başlasınlar hayata. Zebanilerin korkusundan, yaşanmışlıkların gölgesinden uzakta genişlesin yürekleri. İntihara uzak kalsınlar, ölüme yakın.

Biz burada kalalım, Lethe’nin kenarında. Boşaltalım kadehlerimizi tek yudumda ve yeniden dolduralım. Ben sana unutulan şiirler yazayım, sen tut ellerimden ve Lethe’nin sularında kaybolalım. Damla damla boğulalım. Dünyada ne unutulmuşsa ona karışalım.

Lethe’nin suyundan ne zaman bir yudum içilse, unutalım birbirimizi. Sen bir yabancının ellerinden tuttuğun için tedirgin ol. Ama bırakma ellerimi! Ölüm kadar yakınız birbirimizi hatırlamaya. Bırakma ellerimi. Yaşam kadar aşk var aramızda.

"Eğer intihar olasılığı diye bir şey olmasaydı, şimdiye kadar kendimi çoktan öldürmüştüm."( cioran)

2 yorum:

Unknown dedi ki...

dark tranquillity - lethe

tarık ruşen dedi ki...

introsu zebanileri bile ağlatır..

Yorum Gönder