Dolunay söndürmüş olsun yıldızları karanlıkta. Göz göze gelelim. Ben bir parça koparayım dolunaydan, sen ise kandil yap onu yollarımıza. Dolunay da ortak olsun öfkemize, öyle yürüyelim!..
Diye soranlar olacak sevgilim. O vakit kuralım fakir soframızı tüm soruların kalbine. Paylaşalım öfkemizi kuru ekmeği paylaşan dervişler misali. Bir de sırtlandığımız deli kanımızdan ikram edelim soru soran dillere. Halil İbrahim sofrası olsun soframız. Anlayacaklardır bizi.
Unutmayalım sevgilim. O’nun “şahit ol” demesini unutmayalım. Hapsetmeyelim renkli kutular içine şahitliğimizi. Çürümesine izin vermeyelim zindanlarda. Öfkemizin ortağı ay yarıldığında, anlayalım: Umut vardır. Adalet yakındır.
Dolunay bıraksın söndürmüş olduklarını. Hilal eşlik etsin yıldızların ışıltısına. Biz, sırtımızı verelim küçük çocukların gözyaşlarıyla ıslanmış toprağa. Öfkemiz, çocukların gözyaşlarını kanatanlara! Öfkemiz, insanlığın gözyaşlarını kanatanlara! Şahidiz biz kanayan tüm gözyaşlarına. Öfkemiz söz istesin. Ama biz konuşmayalım. Lal olsun dillerimiz. Yansın içimiz. Kavrulsun. Gözümüzü hiç yummadan bakalım semaya. Öfkemize ortak edelim gökte ne var ne yoksa. Yıldızları dağıtalım çocuklara. Bosna’daki, Kudüs’teki, Urumçi’deki, yeryüzündeki tüm çocuklara. Güldürelim hepsini.
Artık devam etmeliyiz yolumuza sevgilim. Öfkemiz dünya ile yaşıt ve dünya kadar yaşayacak.Yürümeliyiz!
Ben tutayım ellerinden hilalin, sen ise kandil yap onu yollarımıza.
Yürüyelim!..
0 yorum:
Yorum Gönder